Sayfalar

9 Kasım 2010 Salı

10 Kasımlar...

Merhaba Ata'm.Seni hiç tanıyamadım. Göremedim yüzünü. Masmavi gözlerini resimler, fotoğraflar haricinde göremedim. Sen o şık takımın ve şapkanla meydandan geçerken el sallayamadım sana. Yada askeri üniformanı giymiş emirler yağdırırken senin sözlerini can kulağıyla dinleyip ölüme koşamadım. Benim gözlerimin içine bakıp da "Ben size ölmeyi emrediyorum!" demedin. Seninle beraber rakı masalarına oturup, ardından da sohbet edemedik. Ben sana en çok, yattığın yerde yakın oldum. O da bir kaç metre yukarıdan, bir iki duayla... Aslında tanıyorum seni. Okul kitaplarından değil ama. Arkadaşlarının yazdığı ya da yazdırdığı kitaplardan. Kendi konuşmalarından tanıdım seni. Okul kitaplarında bize 1881'de doğdu 1938'de öldü diye anlattılar. Ama ben daha küçükken bana öğrettiler ki Atatürk ölmedi.  Atatürkler ölmez dediler. Sen de dedin: Analar daha çok Mustafa Kemal'ler doğuracaktır diye.  Ben de öyle inandım. Senin fikirlerini sanki hep yaşıyormuşsun gibi içimde hissettim.

Bugün 9 kasım, yarın saat dokuzu beş geçe senin ölümünü anacağız. 72. yılı ölümünün... Bedeni olarak ölümünün... Yine devlet başkanları, başbakan, cumhurbaşkanı, bakanlar, siyasi parti liderleri(bazıları), milletvekilleri resmi bir şekilde Anıtkabir'i ziyarete gidecek. Tüm basın ordusu peşlerindeyken göğüslerini gere gere mozolenin başına geçecekler. İki asker yardımıyla bir çelenk bırakacaklar oraya. Yine o basın ordusuyla beraber saygı duruşunda duracaklar önünde. Ardından da gidip hatıra defterine bir kaç kelime yazacaklar. "Ata'm izindeyiz bıraktığın mirası en iyi şekilde yaşatmaya çalışıyoruz." Peki Ata'm biliyor musun merasim bittikten sonra ne yapacaklar? Bilmem izleyebiliyor musun acaba? Eğer izleyemiyorsan ben söyleyeyim: işlerinin başlarına dönecekler. Okullarda İstiklal Marşı ve Andımız'ın okunma zorunluluğunun kaldırılmasının ne zaman yürürlüğe girmesi gerektiğini tartışacaklar. Bunu çözüme kavuşturduktan sonra daha kendini tanımayan, okuma yazma bilmeyen körpe beyinlere nasıl zorunlu din dersi veririz diye düşünecekler. Sonra da zorunlu din bilgisi dersini 1. sınıflara indirecekler. Bu dersi otistik çocuklara da verecekler. Ve onların en çok ihtiyacı olan beden eğitimi dersinin saatini azaltarak yapacaklar bunu. Ama merak etme Ata'm, bir sonraki resmi bayramda yine yanına gelecekler. Yine "Ata'm izindeyiz" yazacaklar.


Dediğim gibi Paşam, seninle aynı ortamda bulunamadım. Ama seni çok duydum. Ve umarım içimizdeki sönen ateşleri gözlerinin kıvılcımıyla tutuşturursun.

Seni sevgiyle anıyorum Ata'm. Rahat uyumaya çalış. Analar Mustafa Kemal'ler doğuruyor, doğuracak da.








Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yorum giriniz